YAVUZ selimin çadırını temizleyen,yemeğini yapan mısırlı cariye vardır..cariye nasıl olduysa birkaç kez yazvuz sultan selimi görür ve ona aşık olur.lakin umutsuz bir aşktır.
fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıpta kalbine sığmaz hale gelince halifeye açılmaya karar verir.fakat halifenin karşısına çıkma cesareti yoktur ve yazıyla ilanı aşk etmeye karar verir.notta sadece üç kelime yazılıdır:
'DERDİ OLAN NEYLESİN? 'akşam çadırına gelipde yatağının üstünde notu bulan yavuz yazıyı yazanın cariye olduğunu anlar ve cevabını yazar:
'DERDİ NEYSE SÖYLESİN'.
sabah cariye yine çdırı süpürmeye gelir ve kağıdı okuduğunda heyecanı bir kat daha artar.cariye kağıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ekler:
'KORKUYORSA NEYLESİN?'
yavuzun cevabı şu olur 'HİÇ KOKRKMASIN SÖYLESİN.'
Sabah bunu okuyan cariye artık kararını vermiştir:aşkını bu akşam halifeye söyleyecek.ne olacaksa olsun artık.sonra halifeyi beklemeye başlar.cariye halifenin geldiğini görünce ayağa kalkar ve temenna durur.yavuz sultan selim'buyurunuz,sizi dinliyorum'deyince cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırken,mahçup bir sesle 'efendim....'der.'cariyeniz....size.....'ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır.kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin,bu tertemiz aşkı karşısında yavuz sultan selim gözyaşlarını silerek şöyle der:
'GERÇEK AŞKI ŞU CARİYEDEN ÖĞRENİN.ZİRA AŞIK,MAŞUKUNUN YOLUNDA OLUR VE OYOLDA ÖLÜR'...